Endometrium kanseri gelişmiş ülkelerde en sık görülen jinekolojik kanserdir ve insidansı 100.000’de 12,9, mortalitesi 100.000’de 2,4 dür. Gelişmekte olan ülkelerde ise ikinci en sık jinekolojik kanserdir ve insidans 100.000’de 5,9 , mortalite ise 100.000’de 1,7 dir. (18).ABD’de endometrium kanser insidansı diğer gelişmiş ülkelerdeki insidansdan yüksektir. Bunun nedeni ABD toplumundaki yüksek obezite oranları ve diğer risk faktörleri olabilir. Her yıl 50.000 yeni vaka ve yaklaşık 8600 ölüm bildirilmiştir(19). ABD’de beyaz ırktaki insidans (100.00’de 24,8), siyah kadınlardan(100.000’de 20,9) daha yüksek olmasına rağmen siyah ırkta görülen mortalite oranları beyaz kadınlardan 2 kat fazladır. Bunun nedeni yüksek kalitedeki sağlık merkezlerine erişim ve agresif subtiplerle ilişkili olabilir(20).
Endometrium kanserlerinin çoğunluğu 55-64 yaş arasındadır.Endometrium kanseri tipI(Endometrioit tip) ve TipII(Nonendometrioit tip) olarak ikiye ayrılır. %85’i endometrioid tiptir ve non endometrioid kanserleradenoskuamoz, seröz papiller, clear cell ve indiferansiye tiplerdir (21).
Risk faktörleri: Endometrioid tip endometrium kanseri östrojene duyarlıdır ve ana risk faktörü uzun dönem aşırı ekzojen ya da endojen (progesteron ile karşılanmamış) östrojene maruz kalmaktır. Diğer risk faktörleri obezite, nulliparite, diabetes mellitus ve hipertansiyondur. Genellikle ekzojen östrojen maruziyeti postmenopozal dönemde hormon replasman tedavisi ve tamoksifen tedavisi ile olurken, endojen östrojen maruziyeti obezite, anovulatuar sikluslar ve östrojen salgılayan tümör nedeni ile olur. Progestin ile karşılanmamış östrojen tedavisindeki endometrium kanser riski, östrojen dozuna ve süresine bağlıdır. Tamoksifen kullanımı postmenopozal dönemde endometrium kanser riskini arttırır. Tamoksifen selektif östrojen reseptör modülatörüdür, hedef organa ve dolaşımdaki östrojen seviyesine bağlı olarak agonist ya da antagonist etki gösterir. Meme dokusunda östrojen stimulasyonunu blokladığı için tedavi ve önlem için kullanılır (22).
Fitoöstrojenlerin endometrium kanseri gelişimindeki etkisi tartışmalıdır. Randomize çalışmalar bir çok çalışma diyetle ya da takviye fitoöstrojen alımının endometrial hiperplazi ve kanser riskini arttırmadığını göstermiştir (23).
Obez kadınlarda endometrium kanser gelişme riski daha yüksektir. Bu durum özellikle periferal adipoz dokudaki aromatizasyon sonrası östrojen seviyesinin yüksek olmasına bağlanmıştır. Obez kadınlarda ayrıca diğer endokrin anormallikler mevcuttur. Düşük seks hormon bağlayıcı globülin seviyesi, insülin rezistansı ve insülin benzeri büyüme hormonu seviyesindeki değişimler endometrium kanseri gelişmesine katkıda bulunabilir (24). Erken yaşta menarş ve geç menopoz yaşı endometrium kanseri için risk faktörüdür.
Lynch sendromlu (herediter nonpolipozis kolorektal kanser) kadınlarda endometrium kanser gelişme riski yüksektir. Lynch sendromu otozomal dominant bir hastalıktır. Lynch sendomlu hastalarda ayrıca kolon ve over kanseri gelişme riski de yüksektir. Genelpopülasyonda endometrium kanseri ortanca yaş 61 iken, lynch sendromlu grupta 46-54 yaştır (25).
Diabet ve hipertansiyon endometrium kanseri için yüksek risk faktörüdür. Tip 1 diabete göre tip 2 diabette risk daha yüksektir. Hiperinsülinemi, insülin rezistansı ve yüksek insülin benzeri büyüme hormonu seviyeleri endometrial proliferasyon ve endometrium kanserinde rol oynamaktadır (26).
Koruyucu faktörler: Östrojen ve progestin içeren kombine oral kontraseptif kullanımı endometrium kanser gelişim riskini azaltmaktadır. Ondokuz çalışmanın değerlendirildiği sistematik metaanalizde endometrium kanser riskinin yarıya düştüğü ve bu koruyuculuğun oral kontraseptif kullanımının bırakılmasından sonra 10-20 yıl sürdüğü belirtilmiş (27).
Sigara içenlerde özellikle postmenopozal dönemde endometrium kanser gelişme riski düşük bulunmuştur. Sigaranın, östrojenin karaciğer metabolizmasını stimule ettiği için etkili olduğu düşünülmüştür (28). Sigaranın akciğer kanseri ve diğer hastalıklar ile olan istenmeyen etkilerinin yanında bu olumlu etkisi çok anlamlı görünmemektedir.
Fiziksel aktiviteli kadınlar, sedanter yaşamı olanlarla kıyaslandığında; endometrium kanser riski daha düşük tespit edilmiştir. Bu etkinin, fiziksel aktivitesi olan kadınlarda daha az obezite ve yağ dokusu olması, immun sistemin olumlu yönde değişmesi ile ilişkili olduğu öne sürülmüştür (29). Ayrıca bir çalışmada yeşil çay tüketen kadınlarda endometrium kanser riski düşük bulunmuştur (30).